take a backseat

take a backseat to something

gölgesinde kalmak Fiil

take a backseat to something

ikinci plana düşmek Fiil

take a backseat to something

önemini kaybetmek Fiil

take a backseat to something

arka planda kalmak Fiil

take a back seat

itibarını/şöhretini kaybetmek, bir köşeye atılmak, mevkiinden olmak.
She won't take a back seat to

take a back seat

önemini/prestijini kaybetmek, bir kenara çekilmek, sorumlu görev almaktan kaçınmak.

take a back seat

geriye/inzivaya çekilmek, sorumluluktan kaçınmak, önemsiz bir rol oynamak.